THY 2016’da Gerçekten Zarar mı Etti?
THY 2016’da Gerçekten Zarar mı Etti? Peki Neden?
Haber sitelerinde ve sosyal medyada Türk Hava Yollarının 2016 yılını çok
büyük zararla kapattığı haberlerini sanırım duymuşsunuzdur. Mali sonuçları
yüzeysel olarak incelemekle birlikte durumun gerçekten böyle olup olmadığı,
eğer böyleyse buna olan açan sebeplerin neler olduğunu doğrusu ben de çok merak
ediyorum.
Haber sitelerindeki yorumlara ve yüzeysel değerlendirmelere güvenmek
yerine, şirketin güncel faaliyet raporunu ve finansal sonuçlarını bizzat incelemek
ve bir sonuca varmak, bu incelemeyi de sizinle birlikte yapmak istedim. Umarım
hepimiz için yararlı bir analiz olur. Hadi başlayalım.
Photo Credit: Airliners.net
Gelirler Ne Durumda?
Şirketin gelirleri 2014 yılında 751 Milyar Dolar iken, bu rakam 2015
yılında 718 Milyar Dolara gerilemiştir. 2016 yılında gelir düşmeye devam etmiş
ve 701 Milyar Dolar olarak gerçekleşmiştir.
İlk baktığımız veride, havayolu yolcu taşımacılığının yıllık yaklaşık % 6
büyümesine rağmen, THY’nin gelirleri % 2 civarında azaldığı görülmektedir.
Şüphesiz endişe verici bir bilgidir. Yolcu sayısına etki eden diğer faktörleri
ayrıca inceliyor olacağız ama gelir durumundaki veriyi değerlendirirken lütfen
Türk Lirasının USD karşısındaki değer kaybını da göz önünde bulunduralım. Çünkü
gelirlerin önemli bir kısmı Türk Lirasından tahsil edilmektedir.
Bu arada son yıllardaki kargo kapasitesindeki artışa rağmen yolcu
gelirleriyle birlikte kargo gelirlerinin de düştüğünü belirtmeden
geçemeyeceğim.
Giderler Ne Durumda?
Türk Hava Yollarının giderlerinin başında şüphesiz akaryakıt ve personel
masrafları gelmektedir. Kurdaki değer kaybı, THY’nin dolar bazındaki
giderlerine olumlu yansımış görünüyor. Dolar bazında giderler azalmıştır. 2014
yılından 2016 yılına sırasıyla 716, 659 ve 643 Milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.
Dikkatinizi çektiyse giderlerdeki azalış, gelirlerdeki azalıştan daha yavaş, bu
da net karlılığı olumsuz etkilemiş görünüyor.
Peki Uçak Siparişlerinin Durumu?
2016 yılında yaşanan terör eylemleri, Suriye’deki gelişmeler, darbe
girişimi, derecelendirme kuruluşlarının not kırmaları vs derken Türkiye
ekonomisi ile birlikte THY’nin de bu durumdan olumsuz etkilendiği, hatta
etkileri ilk hisseden şirketlerden biri olduğunu söylemek pek de yanlış
olmayacaktır. Peki bu durumda, THY’nin verdiği büyük sayıdaki uçak siparişleri
ne olacak?
2018-2022 yılları arasında filoya girmesi planlanan 92 adet A321 NEO,
65 adet B738
MAX ve 10
adet B739 MAX dar gövde yolcu uçaklarının
teslimlerinin, 2018 yılında 34 adetten 10 adete, 2019 yılında 40 adetten 35
adete, 2020 yılında 52 adetten 42 adete, 2021 yılında değişiklik olmaksızın,
2022 yılında 6 adetten 30 adete, 2023 yılında da 15 adet olacak şekilde
güncellenmiştir. Yani uçak teslimleri mümkün olduğunca ertelenmiş ve böylece
operasyonel zararların mümkün olduğunca ertelenmesine çalışılmıştır.
Koltuk Kapasitesi ve Yolcu Durumu
THY’nin son zamanlarda sipariş ettiği bir çok dar ve uzun gövdeli uçaklar
nedeniyle sunulan koltuk kapasitesi ciddi oranda artmıştır. 2016 yılında % 11
oranında artmıştır. Ancak yolcu sayısı yalnızca % 3 oranında artmıştır. Bu
nedenle, doluluk oranı da % 4 azalmış ve operasyonel karlılığı yakından
etkilemiştir.
Bilançonun Durumu Nasıl?
En önemli finansal tabloların başında yer alan bilanço, şirketin an
itibariyle ne durumda olduğunu, bir başka deyişle; maddi durumunun nasıl
olduğu, varlıklarının ve borçlarının ne kadar olduğu, sermayesinin ne kadar
olduğu hakkında bilgi verir ve bu veriler geçmiş yıl ile karşılaştırıldığında
daha anlamlı sonuçlar verir. Ancak bilanço, belirli bir dönemin (örneğin 2016
yılı) finansal sonucundan çok şirketin geçmişten gelen tüm etkilerle birlikte
şu an ne durumda olduğu hakkında bilgi verir. Bunu belirtmemin nedeni, 2016
yılını değerlendirmekte bilançonun tek başına yanıltıcı olabileceğini, ancak
bunu incelemeden de finansal performans hakkında bir analiz yapmanın pek mümkün
olmayacağını belirtmektir.
Lafı çok uzatmadan, 2015 yılından 2016 yılına geçildiğinde, şirketin nakit
benzeri varlıklarında ciddi bir değişim olmazken, şirketin duran varlık olarak
tanımlanan uzun vadeli yatırımlarında gözle görülür bir artış vardır. 33 Milyar
TL’lik varlık 2016 yılında 47 Milyar TL’ye çıkmıştır ve gerçekten çok önemli
bir artıştır.
Bunun en büyük nedeni yeni teslim alınan uçaklardır. Şirketin varlık
durumunu oldukça artırmıştır. Bu ilk etapta iyi bir gelişmekle olmakla
birlikte, artan uçak kapasitesi operasyonel giderleri ve amortisman giderini de
artıracağından, şirketin karlılığına yani gelir tablosuna etkisi bu kadar
sevindirici olmayacaktır. Onu da bir sonraki bölümde inceleyeceğiz.
Şirketin borçlarının ciddi miktarda arttığını görüyoruz. Bunun en büyük
nedeninin, alınan uçakların borç ile finanse edilmesi olduğunu tahmin etmek çok
da zor olmasa gerek. Kısa vadeli borçlar- ki bunların yüksek olması şirketler
için risklerin artmakta olduğuna dair bir işarettir ve mümkün olduğunca düşük
olması arzulanır- 2016 yılında 2015 yılına göre son derece ciddi tutarda
artmıştır. 2015 yılı sonunda 727 Milyon TL olan kısa vadeli borç, bir yıl sonra
4,7 Milyar TL’ye yükselmiştir. Bir başka anlatımla, 10 katına çıkmıştır!
Peki, uzun vadeli borçlarda durum nasıl? Kısa vadeli borçlar kadar olmasa
da uzun vadeli borçlar da pek iç açısı değil ve artmaya devam ediyor. 20 Milyar
TL’den 27 Milyar TL’ye çıkmıştır.
Finansal kiralama yönetimi ile alınan uçakların borçları artırmış olması
doğal karşılanmakla birlikte, kısa vadeli borçların uzun vadeli borçlardan daha
fazla artıyor olması şirket için alarm zillerinin çalmaya başladığını ve
ekonomide ciddi bir toparlanma olmaz ise 2017 yılının oldukça zorlu geçeceğini
gösteriyor diyebiliriz.
Gelir Tablosu- En Önemli Finansal
Tablo!
Yalnızca gelir tablosu analizi yaparak da şirketin en azından son bir
yılının finansal durumu hakkında bazı yorumlarda bulunmak mümkün olmakla
birlikte, yukarıdaki analizler yapılmadan salt gelir tablosu üzerinden
yapılacak bir analiz oldukça eksik olacak, yanlış değerlendirmelere
götürebilecektir.
Gelelim THY’nin son 2 yıllık karşılaştırmalı gelir tablosunun analizine!
Hemen belirtmeliyim ki, birçok unsurdan oluşan gelir tablosunun hemen tüm
kalemlerinde 2015 ve 2016 yılları arasında önemli bir fark yoktur. Yani eğer
kanayan bir yara varsa bunun kaynağını bulabilmek hiç de zor olmayacak. Bu
nedenle analiz oldukça basit olacak. Ancak yine de tarafsız bir değerlendirme
yapıldığını ortaya koyabilmek ve daha geniş bir bakış açısı sunabilmek amacıyla
belli başlı kalemlere değineceğim.
Şirketin satış gelirleri 2015 yılında 29 Milyar TL iken 2016 yılında 29,5
Milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Her ne kadar bir artış olsa da, yolcu
trafiğinin % 6 dolaylarında arttığı bir yılda % 2’lik bir artış, karlılığın
artırmaya yetmeyebilecektir. O halde maliyetler ne kadar artmış ona bakalım.
Satışlar % 2 artarken satış maliyetleri yani yakıt ve uçuş operasyon
maliyetleri % 13 oranında artmıştır. Sanırım başkaca analize gerek yok! Kanayan
yaranın kaynağını bulduk.
Türk Hava Yolları 2016 yılında kar elde etmemekle birlikte aslında ciddi
bir zarar da elde etmemiştir. 50 Milyon TL zararı söz konusu olup bu
büyüklükteki bir şirket için önemli bir tutar değildir. Fakat, bu şirket bir
önceki yılda 3 Milyar TL kar elde etmiştir. Asıl sorgulanması gereken bence
budur.
Şirketin zarar etmesinin, daha doğrusu bir önceki yıldaki karını
koruyamamasının asıl sebebi ise satışları önemli ve istenilen ölçüde
artıramaması, buna karşılık maliyetlerin önemli ölçüde artmasıdır. Bu maliyetlerin
içerisinde pazarlama, personel ücretleri, genel yönetim giderleri gibi giderler
ise yoktur.
Diğer gider kalemlerinin de eklenmesiyle birlikte şirketin ana faaliyeti
nedeniyle elde ettiği 3,5 Milyar TL’lik kar, yaklaşık 1 Milyar TL’lik esas
faaliyet zararına dönüşmektedir. Yani şirket ana faaliyetlerinden 1 Milyar TL
zarar etmektedir. Peki 2015’te durum nasıldı? 2015’te, 2,5 Milyar TL kar
durumundaydı bu şirket.
Finansman gelir ve giderleriyle, kur farkı gelir ve giderlerinde bir önceki
yıka göre ciddi bir değişme olmadığından burada yer vermiyorum. Özetle şirket
2015 yılında nihai olarak ne kar ne de zarar elde etmiş fakat 2015 yılındaki 3
Milyar TL’lik karının 2016 yılında koruyamamış ve de artıramamıştır. Tablo budur.
Kuşkusuz buna neden olan birçok etken bulunmakta ve bunların başında da politik
ve ekonomik çevrenin geldiği ileri sürülebilir ve birçok açıdan da oldukça
haklı gerekçeler olabilir. Ancak bizim burada incelemeye çalıştığımız şirketin
kendi dinamikleridir ve tarafsız olarak şirketin performansını analiz etmeye
yöneliktir.
Sonuç:
Şirketin 2016 yılındaki faaliyet sonuçlarını, havayolu yolcu trafiğindeki
değişimleri, şirketin filosunu, doluluk oranlarını, gelir ve giderlerini,
borçlarını ve alacaklarını detaylı bir şekilde inceledik. Bu bilgilerin tamamının
şirketin web sayfasında kullanıma açık olduğunu da belirtmek isterim.
Bu bilgilerin detaylı olacak incelenmesi neticesinde;
-şirketin 2016 yılında aslında
büyük zararlar etmediği, zararının 50 Milyon TL civarında olduğu ve bunun da bu
şirket için önemsiz bir rakam olduğu,
-ancak zarar etmemekle birlikte kar
da etmediği,
-bundan daha da önemlisi 2015
yılındaki 3 Milyar TL’lik karın, 2016 yılında yolcu trafiğindeki %6’lık artışa
rağmen 2016 yılında artırılamadığı ve korunamadığı,
-Bunun asıl sebebinin satış
gelirlerinin artmamasına rağmen satış maliyetlerinin ciddi miktarda artmasından
kaynaklandığı,
-Şirketin kısa vadeli borçlarının
endişe edici oran ve miktarda artığı, eğer önlem alınmazsa bunun 2017 yılında
daha büyük sorunlara yol açabileceği
gibi bir takım sonuçlara vardık.
Dolayısıyla nihai olarak, THY’nin tarihi zararlar ettiği haberleri doğru
olmamakla birlikte, şirketin finansal performansında 2015 yılına göre bir
gerileme söz konusu olduğu, şirketin aldığı bir takım önlemlere ilave olarak
karın artırılmasına ilişkin ilave adımlara ihtiyaç olduğunu özetle
söyleyebiliriz.
Yorumlar
Yorum Gönder